HALEPÇE KATLİAMI
Tarih: 16.03.2014 | Okunma Sayısı: 2732

HAKKARİ BAROSU

İNSAN HAKALRI KOMİSYONU

BASINA VE KAMUOYUNA

Farklı inanç ve ırkların kardeşçe yaşadığı Mezopotamya Coğrafyasında Egemen güçler belli tarih aralıkları ile soykırım derecesinde insanlık suçu işleyip iktidarlarını devam ettirme eğilimi içerisine girmektedirler. Benden olmayan, ben gibi yaşamayan hiçbir canlıya yaşama şansı verilmemeli anlayışına sahiptirler.  Enfaal ve Halepçe yakın tarihi örnekleridir.

16 Mart 1988 Halepçe Katliamı, Baas-Saddam ve bunun teknik ve mühimmat işbirlikçisi güçlerin ortak plan ve uygulamalarıdır.  Halepçe katliamında batılı güçlerin ve Irak’ a komşu ülke iktidarlarının da mesuliyeti bulunmaktadır.  Çünkü bu insanlık dışı uygulamaya ve savaş hukuku ilkelerinin ihlaline adeta göz yummuşlardır.

Kürt insanını kendi iktidarları için tehlike gören ülke ve zihniyetler katliamı görmezden gelmişlerdir. Hala Halpçe’ yi soy kırım olarak gören devlet sayısı parmak sayısından azdır.

Ancak Mezopotamya coğrafyasının kadim halk ve inanç grupları Halepçe’nin kendileri için neyi ifade ettiğini çok iyi bilmektedirler. Hakim güçlerin zamana göre değişen menfaatleri karşısında neleri görmezden gelip ne tip insanlık suçu işlediklerine bizzat tanıktırlar.

Saddam-Baas iktidarının yaptıklarına göz yuman egemen güçler, bunun devamı niteliğindeki Esed-El Kaide-İŞİD’ in yaptıklarına da sessiz kalmaktadırlar. Rojava, Halepçe Bilinci ile kendini var etmiştir.    

Halepçe soykırımdır. Soykırım ise insanlık suçudur. Soykırım iktidar güçlerinin bir icraatıdır. Soykırım yapan ve buna destek olan iktidarların meşruluğundan söz edilemeyeceği gibi buna göz yuman iktidarların da meşruluğu tartışmalıdır.

Halepçe konusunda hala egemen güçler deve kuşu misali bu soykırım karşısında kafalarını kuma gömmektedirler.

Soykırım meyilli iktidarlar 16 Mart Halepçe katliamının halkların belleğinden silinmesi düşüncesindedirler. Ancak Mezopotamya coğrafyasında bir tek insan kalana kadar dahi Halepçe belleklerden silinmeyecek. Tazeliğini her geçen gün daha da koruyacaktır.

Uçan kuşun dahi Halepçe’den dolayı hesabı vardır. Çünkü 16 Mart günü atılan kimyasal gazlardan kuşların yağmur gibi döküldüğü bir vahşet günüdür.

Komşu ülke konumundaki Türkiye’ nin hala Halepçe’ yi soykırım olarak parlementosuna taşıyıp tanımaması büyük bir utanç kaynağıdır. Buna en büyük tanıklığı eden,olayın en büyük toplumsal tahribatlarını gören Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.

Kaygılardan uzak şeklide ,Halepçe katliamının tanınması çağdaş demokratik hukuk devleti olmanın bir gereğidir.

Halepçe katliamından dolayı Saddam ve kimyasal Ali lakaplı devlet adamının yargılanması muğlak olup sadece bu suçtan idam edilmemiştir. Yani Halepçe açık bir şekilde yargılamaya hala konu edilmemiştir.

Biz Hakkari Barosu Mensupları olarak; Halepçe katliamını insanlık tarihinde çok büyük bir kara leke olarak görüyoruz. Halepçe katliamı konusunda devlet nezdinde araştırma yapılıp konunun parlementoda görüşmeye açılıp neticeten Perlemento tarafından soykırım olarak kabul edilmesi gerektiği düşüncesindeyiz.

HAKKARİ BAROSU

İNSAN HAKALRI KOMİSYONU

ETKİNLİK TAKVİMİ

18.10.2024
AV. ERGÜN CANAN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.